Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 34,4372 | 34,4992 | |
EURO | 36,3826 | 36,4482 |
HAN’IM
Yapılan araştırmalardan anlaşıldığı üzere eskiden Arap’larda kız çocukları insandan sayılmadığı için kızı olanlar, kızlarına isim vermez numara verirlerdi. Örneğin Vahide bir isim değil, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı. Saniye ikinci kıza verilen numaraydı. Selase ve Bite isimleri ise üçüncü kızlara verilen işimlerdi. Ve üçüncü anlamına gelmekte idi. Rabia da dördüncü demekti ve dördüncü doğan kıza verilen numaraydı.
Birileri Rabia’yı çok kutsal, mübarek ve çok dini içerikli bir isim sanıyorlar. Bilmiyorlar ki Araplar insandan saymadıkları ve isim bile vermeye gerek duymadıkları kız çocuklarını böyle numaralıyorlardı. Tıpkı arabalara takılan plakalar gibi.
ünya kurulduğundan beri kız çocuklarını diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardı. Bunun asıl nedeni ise, o zamanlardan beri var olan tefeciliktir. Tefecilerden, fahiş faizlerle aldıkları paraları geri ödeyemeyen kişilerin karılarına, kızlarına tefecilerin el koyup, pazarlarda pazarlayan insafsız ve ahlaksız tefeci Arap egemenlerinin eline düşmesinden korkan Araplar, yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek bu kötü sondan koruduklarını sanıyorlardı.
Peki o çağlarda biz Türklerde kızlara, kadınlara nasıl davranılırdı;
Türkler; kız çocuklarına, hatunlarına değer veren onları önemseyen insan yerine koyan, komutanlar ve hakanlar gibi yetiştiren tek tanrılı dine mensup bir milletti ve insan hakları açısından da çağdaş kültürün örneklerini vermiş önder uluslardandır.
Eski Türkçe de namus sözcüğü yoktur, çünkü namussuzluk nedir bilmezlerdi!
Ta ki İslamiyeti kabul edip, Arap kültürüne geçene kadar.
Türk geleneğinde kadın arkadaştı, kadın anneydi, kadın sevgiliydi, kadın tek başına bir devletti.
Kadın dövmek, ne yazık ki Türklerin Arap kültürü ile tanışmalarından sonra başlamıştır.
Eski Türk gelenek ve göreneklerinde kadın her zaman el üstünde tutulurdu.
Bu konuda tarihe geçmiş Türk Hakanlarından Cengiz Han otağında oba beyleri ile toplantı halinde iken eşini yanına oturtmuş ve oba beylerine şöyle seslenmiştir:
Sağ yanında ki eşini göstererek;
CENGİZ HAN'IN bu sözler tarihe geçmiş olup, Han’ım sözü buradan gelmektedir ve dilimize böyle yerleşmiştir.
Yani kadın evin Han’ıdır. Böyle iken ve Tomris Hatundan, Hayme hatundan Rabia ya geçişimizde Türk Kültüründen Arap Kültürü tesirinde kaldığımızın en bariz örneğidir.
Han’ımlarımıza sevgi ve saygılarımla.