Başkan'ın Mesajı
Duyurular

2024 Yılı Aidatı

120 Tl/yıl olarak devam 

edecektir.

 

 

 


Ankara Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 34,4372   34,4992
EURO 36,3826   36,4482
Özlü Sözler
Tanrım, düşmanımı güçlü kıl ki onu yenince mahcup olmayayım. Kızılderili atasözü
Son Ziyaretçi Yorumları
Ömer Tonğ
Başta Süleyman Akgüç beyefendi olmak üzere emeği geçen herkese kalbi teşekkürler

ZEKAİ SERİNKER
Merhabalar... Faaliyetlerinizi ve sizden haberleri bugüne kadar sosyal medyadan takip ediyorduk. Gelecekte ki doğal üyeniz olarak, tüm emeklilerimize sağlık ve afiyet diliyorum. Selamlar...

HASAN KALE
Emeği geçenlere teşekkürler. Başlangıç için iyidir. Daha iyi olacacağına inanıyorum. Umarım dernek binasına da kavuşuruz.


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Reklam
HAN'IM

HAN’IM

Yapılan araştırmalardan anlaşıldığı üzere eskiden Arap’larda kız çocukları insandan sayılmadığı için kızı olanlar, kızlarına isim vermez numara verirlerdi. Örneğin Vahide bir isim değil, birinci demekti. İlk doğan kıza verilen numaraydı. Saniye ikinci kıza verilen numaraydı. Selase ve Bite isimleri ise üçüncü kızlara verilen işimlerdi. Ve üçüncü anlamına gelmekte idi. Rabia da dördüncü demekti ve dördüncü doğan kıza verilen numaraydı.

Birileri Rabia’yı çok kutsal, mübarek ve çok dini içerikli bir isim sanıyorlar. Bilmiyorlar ki Araplar insandan saymadıkları ve isim bile vermeye gerek duymadıkları kız çocuklarını böyle numaralıyorlardı. Tıpkı arabalara takılan plakalar gibi.

ünya kurulduğundan beri kız çocuklarını diri diri toprağa gömen kültüre sahip tek millet Araplardı. Bunun asıl nedeni ise, o zamanlardan beri var olan tefeciliktir. Tefecilerden, fahiş faizlerle aldıkları paraları geri ödeyemeyen kişilerin karılarına, kızlarına tefecilerin el koyup, pazarlarda pazarlayan insafsız ve ahlaksız tefeci Arap egemenlerinin eline düşmesinden korkan Araplar, yeni doğan kız çocuklarını diri diri toprağa gömerek bu kötü sondan koruduklarını sanıyorlardı.

Peki o çağlarda biz Türklerde kızlara, kadınlara nasıl davranılırdı;

Türkler; kız çocuklarına, hatunlarına değer veren onları önemseyen insan yerine koyan, komutanlar ve hakanlar gibi yetiştiren tek tanrılı dine mensup bir milletti ve insan hakları açısından da çağdaş kültürün örneklerini vermiş önder uluslardandır.

Eski Türkçe de namus sözcüğü yoktur, çünkü namussuzluk nedir bilmezlerdi!

Ta ki İslamiyeti kabul edip, Arap kültürüne geçene kadar.

Türk geleneğinde kadın arkadaştı, kadın anneydi, kadın sevgiliydi, kadın tek başına bir devletti.

Kadın dövmek, ne yazık ki Türklerin Arap kültürü ile tanışmalarından sonra başlamıştır.

Eski Türk gelenek ve göreneklerinde kadın her zaman el üstünde tutulurdu.

Bu konuda tarihe geçmiş Türk Hakanlarından Cengiz Han otağında oba beyleri ile toplantı halinde iken eşini yanına oturtmuş ve oba beylerine şöyle seslenmiştir:

  • Ben sizin Han’nınızım.

Sağ yanında ki eşini göstererek;

  •  Bu da benim Han’ımdır.

CENGİZ HAN'IN bu sözler tarihe geçmiş olup, Han’ım sözü buradan gelmektedir ve dilimize böyle yerleşmiştir.

Yani kadın evin Han’ıdır. Böyle iken ve Tomris Hatundan, Hayme hatundan Rabia ya geçişimizde Türk Kültüründen Arap Kültürü tesirinde kaldığımızın en bariz örneğidir.

Han’ımlarımıza sevgi ve saygılarımla.



Mehmet Nuri YILDIRIM

Okunma Sayısı: 706



18.220.97.161








YAZARIN DİĞER YAZILARI

 

© Copyright 2024  V4.4 Tüm Hakları Saklıdır.

Hazır Dernek Sitesi



Top